Bedri Rahmi Eyüpoğlu

Türküler….
Derindir!…
Hepsinin içinde bir hikaye, bir yaşanmışlık saklıdır…
Bu ayki yazımda türküleri çok sevmiş, türküler kadar derin, Türk halk kültürünü özümsemiş, şiirlerine ve resimlerine de bunu ustalıkla yansıtmış, çok iyi bir ressam, şair, öğretmen ve edebiyatçıdan bahsedeceğim….

Bedri Rahmi Eyüpoğlu

13 Ocak 2017’de, İzmir FOLKART Gallery’de  “Sevmek Güzel Meslek Reis” başlıklı retrospektif sergisiyle İzmirli sanatseverlerle buluşuyor. Bu sergi sanatçıyı pek çok farklı yönüyle izleyiciye tanıma ve anlama fırsatı sunuyor.

Nasıl mı?


İlk eserinden son eserine kadar her döneminden resimleri yer alıyor sanatçının. Bugüne kadar yapılmış en kapsamlı Bedri Rahmi Eyüpoğlu sergisi olarak, yazıları, mektupları, resimleri ve 18 dakikalık bir video sunumu ile onu en yakından tanıyanların gözünden büyük ustayı sanatseverlere anlatıyor. Böylelikle, Türk Sanat tarihine adını kazımış bu çok önemli insanın, başka disiplinlerdeki işlerine tanıklık etmemizi ve sanatçıyla yakınlık kurmamızı sağlıyor.

Küratörlüğünü, Bedri Rahmi’nin son asistanı İbrahim Örs ve yine eski öğrencilerinden Hanefi Yeter yapıyor.
Sergide, 150 tablonun yanı sıra 200 objeden oluşan bir kolleksiyon var. Eserlerin, yüzde 60’ı ailesi, kalanı ise kolleksiyonerlerden toplanmış. Serginin bir başka önemli özelliği de, tüm işlerinin yüzde 70’inin ilk defa görücüye çıkıyor olması. Eyüboğlu’nun büyük aşk yaşadığı, şiirlerine konu olan Mari Gerekmezyan’ı şiirlerinde Karadut ismiyle resmettiği yapıtları, Mari Gerekmezyan’ın büyük aşkı Bedri Rahmi ‘yi yaptığı büstü, ünlü sanatçının hayatından kesitler sunan mektuplar, zarflar, fotoğraflar, özel eşyalar ve objeler, çeşitli sanat dallarında ürettiği eserler o yıllara tanıklık etmemize olanak veriyor. Ayrıca Eyüboğlu’nu ziyarete geldiğinde Aşık Veysel’in kullandığı saza, Orhan Veli’nin yazdığı mektuplara da sergide yer verilmiş.

Hayatı, insanı ve tabiatı birlikte bir bütün olarak gören şair, halk kültürü ve ürünlerini şiirlerine konu almıştır. Resimi, şekillenmiş bir şiir olarak görmüş, adeta resim ve şiiri kaynaştırmıştır. Onun sanatı kullanma biçimi hayatı ve insanı bütün gerçekliği ile yansıtma isteğinden gelmiştir. Halkla içiçe olmuş, onların dil ve kültür zenginliklerini, ortaya çıkardıkları sanat ürünlerini dikkate almış, özümsemiş ve çağın ihtiyaçlarına göre yeniden yorumlamıştır. Hiç bir zaman türkünün kendine has örgüsünü taklit etmemiş, yalnızca çağın kültür ve beğenisini dikkate alarak yeni bir forma kavuşturmuştur. Batıyı tanıdıktan, ve orada eğitim aldıktan sonra Anadolu’yu kendi renkleriyle anlatmış ve sesini tüm dünyaya duyurup koskoca bir kültürü tanıtarak, kültürümüzün evrensel olmasına çok büyük katkılarda bulunmuştur.

Öğrencisi Sabahat Hanımla konuştuğumda, hocanın en büyük özeliklerinden bir diğerinin de öğretmenliği olduğunu söyledi. Türk resminde sözü edilen bir çok ressam yetiştirmiş, bunu yaparken öğrencilerini kalıplaşmıştırmadan kendi kişiliklerini bulmalarına yardımcı olmuş, onları herzaman takipte kalır,neler yaptıklarını, nasıl aşama kaydettiklerini keyifle izler  ve onalarla biraarda olmaktan çok mutlu olurmuş.Öğrencisi Sabahat Hanım’ı dinlerken o zamanda yaşamış olmayı, Eyüpoğlu’nun atölyesine bir an olsun gidebilmeyi ve onunla çalışmış olabilmeyi çok istedim. Öyle tatlı anlatıyordu ki 85 yaşındaki kadın, gözlerinin içi parlıyordu. O yıllarda o eşsiz sanatçılarla birarada olup binlerce anı biriktirmenin eseriydi bugünkü ışıldaması….Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nun hayatına dokunmasıydı belki de….”Şanslıydım” dedi “Çok özel insanlarla, çok güzel zamanlar yaşadık.”

Şimdi bizler ne kadar uzak olsak da o günlere, bugünlerde Eyüpoğlu o kadar yakın bizlere…12 Mart’a kadar Folkart Galeri’de devam edecek olan bu sergiyi gidin, görün ve zaman içinde bir yolculuk yapın. İzmirlilere sunulmuş bu çok özel fırsatı kaçırmayın. Şiirlerine, yazılarına, hayatına, eserlerine bu kadar yaklaşmaya, bu ender sanatçıyı anlamaya geç kalmayın…